Alkali Su Nedir? Alkali Su Tarifi

Suyun sadece alkali özellik belirtmesi yalnız şekilde yeterli değildir. her alkali su antioksidan nitelik gösterecek değildir. bilhassa yeraltı suları ve akarsularda görebildiğimiz şelalerdeki su moleküllerinin yapısı evimize varan dinlenmiş sulardan epey bir farklıdır. Su yeraltında ilerlerken türlü mineralleri de bünyesine katarak yoluna devam eder, enerji yüklüdür haraket eder ve yeryüzüne çıkttan sonra kazanmış olduğu antioksidan gibi bir takım özellikleri yitirmeye başlar. Bekleyen su zamanla oksidan bir hale dönüşür. Antioksidan sular tüketildiği zaman molekül yapıları küçük olması sebebiyle hücrelere nüfus etkisi öteki normal sulara göre 3.kat daha çabuk ortaya çıkar. Besinleri gözeneklere atama ve asidik artıkları ve toksinleri bedenden uzaklaştırma işlemi daha etkili ve hızlı meydana gelir.
 

 
Antioksidan nitelik gösteren sular tıpkı zamanda "aktive edilmiş su", "yaşayan su", "canlı su" ingilizce şekilde da "live water" benzeri isimlerle anılırlar. Hergün düzenli olarak antioksidan su içmek savunma düzeneğini güçlendirerek hastalıklara karşı direnç göstermemizi kolaylaştırır. erek nitelikli su içmek ise tek başına PH ederine bakıp alkali su diye adlandırmamak lazımdır. Alkali su dendiğinde aynı zamanda küçük molekül yapısıyla iyonize ve antioksidan nitelikli sular anlaşılmalıdır. Antioksidan niteliği tam olarak anlatım etmese de ORP (Oxidation Reduction Potantial- Oksidasyon indirgeme Potansiyeli) ile belirleyebiliriz. 

herkez bir alkali su tarifi yapıyor ama orjinal alkali su diye bahis edilen yararlı su aslında alkali iyonize sudur.



 

Son senelerde alkali su tarifi yapmak epey bir moda oldu. lakin alkali su konusunun çok iyi anlaşıldığını zannetmiyorum. Biryerlerden birkaç düşünce okumakla ve kulaktan dolma bilgilerle bir bölgeye varmak oldukça kolay değildir. Alkali su kelime anlamıyla beraber PH seviyesinin 7`den yukarıda bulunduğu bir su çeşididir. türkiye kaynak suları ve musluklarımızdan akan şebekeden akan suları PH seviyesi 7 civarındadır, ya zayıf asidik yada düşük alkali sulardır. ilçelere göre bu suların kendilerine has karakteristik nitelikleri olmaktadır ve mineral kompozisyonları da aynı değildir. şifalı sular diye tabir ettiğimiz türlü yörelerdeki kaynak sularının farklı rahatsızlıkların tedavisinde etkili olduğu yöresel kamu ve işletme malikleri sebebi ile bilinmekte ve çeşitli kür tedavileri uygulanarak hastalıkların natürel yöntemle giderilmesine çalışılmaktadır. Bu suların çoğunluğu PH seviyesi yüksek alkali iyonize sulardır. Yeraltında yüzlerce yıllık serüvenle türlü bölgeleriyöreleri dolaşarak ve dolaştığı bölgelerdeki varlıklı mineralleri çözüp bünyesine katarak ortaya çıkan bu sular özel sulardır ve son senelerde oldukça popüler olan "diri su" tabiri ile adlandırılmaktadır. ammavelakin bu sular şifa verici özelliklerini uzun müddet koruyamamaktadır, bu yüzdendir ki bu suların nimetlerinden faydalanabilmek için kaynağına gidilmesi gerekir.
 

Tesislerin de illa ki kaynağında kurulması lüzumludur. Bu suların faydasını fakat yeryüzüne çıktığı zaman görebilmektesiniz. ancak alkali niteliği hiç bir süre kaybolmaz. örnek olarak bir suyun PH ederi sekiz ise uzun yıllar mikrobiyolojik faaliyetlerden korunduğu vakit PH değerinin gene sekiz olup değişmediğini pekala gözlemleyebilirsiniz. Son zamanlarda ph yükseltici damlalar kimi ünlülerin haberli habersiz katkıları ile yoğun şekilde yoğun ölçüde satılmaktadır. özellikle alkali suyun diyet adına sıhhatli olup zayıflattığı vurgulanmaktadır. her konuda bilgi sahibi olan muhterem ünlü hocalarımız, doktorlarımız da çeşitli alkali su yapımı konusunda tarifler vermekteler. şu kadar suyun içerisine şu kadar karbonat atarsanız, limon sirke gibi maddeleri suya karıştırırsanız şöyle meydana gelir böyle vuku bulur halinde bir sürü magazinsel yaklaşımlar var olan. Bunları karıştırıp da ne olacak, alkali suyun ne faydası var, normal su içsek ne ortaya çıkar asidik su içsek ne meydana gelir.

Alkali su konusuna eğilen ilk uzmanlardan birisi şekilde yurt ötesinde yoğun şekilde popüler olan bu konunun memleketimizde de popüler duruma gelmesi sevindirici olmakla birlikte ülkemizde bilinçsizlikle tanınması da şahsım için üzücü olmuştur. Alkali suyun zayıflatıcı etkisi göz önüne alınarak çeşitli ürünlerin pazarlanmaya çalışılması alkali su adına talihsiz bir şeydir. Kilolu olup da zayıflamak dileyen bireyler nedense rejimine önemsemek alanına herzaman mucizevi bir ilaç, nesne, sihirli sopa benzeri bir maddenin dokunarak hiç bir efor harcamadan gayret göstermeden zayıflamanın peşine düşmekteler. Bu sırf bizim yurdumuzda değil dünya üstünde insanlığın çözmesi gerekli büyük bir sorun. Kimimiz ırsi yapımızdan dolayı şanlı kimimiz şansısız. mühim olan insanın kendini iyi tanıyabilmesidir. ama vücudumuzun mekanizma şekli de bellidir ve tıp ilerledikçe giz olan şeyler teker teker açığa çıkmaktadır.

Yaşayabilmemiz için su, hava ve besinlere ihtiyacımız bulunmaktadır, bunları vücudumuzun kullanış çeşidi de bellidir. Besinler muhtevasındaki karbonhidratlar, proteinler, yağlar, mineraller parçalanıp açığa çıkarılarak gözeneklere menkul. Bu maddeleri gözeneklere nakil vazifesi ve hücrelerdeki birikmiş fazlalıkları uzaklaştırma vazifesi kanındır. Kanın PH seviyesi nötre oldukça yakın olup hafif alkali 7,üçüncü- 7,45 civarında değişmektedir. Bu değer yediklerimizle ilgili şekilde asla değişmemektedir. Siz ne yerseniz yeyin nasıl bir diyet uygularsanız uygulayın bedenimizdeki işleyiş kanın PH`ını bu civarda ayarlayacaktır. ancak bu demek değildir ki istediğimiz herşeyi yiyelim zevkimize göre yaşayalım. Dengeli beslenmeden kasıt yediklerimizin içtiklerimiz bu PH düzeyine yakın sistemimizi yormayacak şekilde olmasıdır. vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinleri yemeli, içmeli gereksinim duymadığı ve dahası zararlı olan besinlerden uzak durmamız gerekiyor. bir takım besinler ve içecekler PH 2-3.gibi kuvvetli asidik olmakta iken kimi besinler ve içecekler de PH 9-on benzeri güçlü bazik olabilir. Bunlar muhteviyatında beslenmemiz adına yoğun şekilde gerekli olan protein bakımından varlıklı olan al et kuvvetli asidik tarafta bulunmaktadır. gerçekleştirilecek olan şey al et tüketirken yanında güçlü bazik olan besinler tüketmektir. www.antioksidan.info sitesinde bazı besinlerin ph seviyelerini ve antioksidan ölçütü olan ORAC değerlerini inceleyebilirsiniz.

Kebabı ile meşhur olan güzide kentlerimizden birisi Adana`da lokantaya gittiğiniz zaman kebab gelmeden öncelikle masanıza yeşillik ve sumak, kırmızı biber benzeri türlü baharatlarla süslenmiş soğan çeşitlerini neredeyse her restoranda karşınıza sunarlar. Soğan, yeşillik ve baharatlar güçlü bazik olup al etin düşük ph seviyesini yoğun şekilde iyi dengeleyebilmektedir. Bu bakımdan alkali suyun da şuurlu şekilde tüketilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Hazır gıdalar, fast food tarzı yiyecekler, un, şeker, tuzlu yiyeceklerin fazlaca içilmesi beslenme diyetimizin PH düzeyini yoğun şekilde düşürmüştür. Vücudumuz bunu düzenlemeye çalışmakta ama aşırı ve devamlı yüklemelerde biçare kalarak genetik yapının hassasiyetine göre düşük olduğu noktalarda çeşitli rahatsızlıklara niçin olmakta. Kanseri de bu hastalıkların muhteviyatında rahatlıkla sayabiliriz. devamlı sebze meyve benzeri alkali seviyesi yüksek olan besinlerle beslenen bir kişinin de alkali su tüketmesi ne kadar doğrudur? Buradaki alkali sudan kasıt yüksek ph seviyesi 10-11 gibi değerlerdir. alanda bu PH seviyelerinde su üretbilen çeşitli alkali iyonizer makineler satılmaktadır. Bu sistemler yurt dışında birçok ülkede medikal makina statüsünde olup hekim kontrolü ile uygulanması gerekiyor. Yüksek PH seviyelerindeki sular çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kür şekilde belirli süreler adına uygulanmaktadır. Uzun müddet bu suların içilmesi ile tıpkı asidik beslenmede bulunduğu gibi türlü hastalıkların ortaya çıkabilme olasılığı bulunmaktadır. vaktimiz şartlarında genel beslenme alışkanlıklarına bakarak beslenme PH seviyemizin asidik tarafta olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunlara şehir yaşamının getirdiği stres, hava kirliliği, sağlığa tehlikeli alışkanlıklar, televizyon, radyo, cep telefonu, kablosuz iletişim gibi teknolojik aletlerin yaymış olduğu da dalgaları da eklersek (bunların hepsi hücrelerimizde asidik etki yaratmaktadır) alkali suyun hayatımız adına vazgeçilmezleri muhteviyatında yer alması gerektiği aleni ortaya çıkmaktadır. Sanırım alkali su ile gündelik su ihtiyacımızı karşılamamız gerektiği anlaşılabilmiştir.

Peki nasıl yapacağız bu alkali suyu. şayet hazır şişe suyu satın alıyorsak bir çok su firması su muhtevasındaki bazı değerleri etiketlerinde belirtmektedir, bunlardan birisi de PH seviyesidir. Bu PH düzeyine bakarak 7`den yüksek PH seviyesindeki suları tercih edebiliriz. sıhhatli yaşamak istiyorsak beslenme tarzımıza ve en başta su olmak üzere tükettiğimiz içeceklere itina göstermeliyiz. malumunuz zıt osmoz (ters osmoz) makinaları suyun içerisindeki maddeleri çok küçük hücreli membranlar sebebi ile ayırarak suyu saflaştırmakta bu da üretilen suyun PH değerinin asidik olmasına neden olmakta. Evlerinde bu tip cihaz kullananlar adına muhakkak alkali filtre kullanmalarını öneriyorum. Alkali filtreler kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum gibi mineralleri suya takviye ederek suyun PH değerini yükseltirler. fakat burada akıldan çıkarılmaması gereken husus piyasadaki nice alkali filtrenin taklit ürünü olması ve hiçbir yarar sağlamadığı benzeri zararları da olabilmesidir. PH test kağıdı, ph solüsyonları, cep tarzı phmetreler benzeri ölçüm aletlerinden istifade edilerek suyun ph değeri ölçülebilir ve filtrelerin işe yarayıp yaramadığı ortaya çıkarılabilir. öyle yada böyle suyunuza limon damlatarak, karbonat ilave ederek, ph yükseltici damlalar kullanarak, ph seviyesi yüksek su satın alarak, alkali filtre kullanarak alkali su elde edebilirsiniz ancak hakiki manada alkali suyun faydalarından yararlanamazsınız. Alkali su diye tabir ettiğimiz sular gerçekte 1960`lı zamanlarda Japon bilim adamlarının suyu elektroliz yöntemi ile ikiye ayırıp asidik ve alkali su elde etmesiyle ortaya çıkmıştır. Anot ve katot elektrot çubukları su içerisindeki negatif yüklü elementleri bir diyafram tarafından bir tarafta pozitif yüklü elementleri da başka bölgede buluşturarak pozitif yüklü iyonların yoğun olduğu böledeki suyun alkali negatif yüklü iyonların yoğun bulunduğu bölgedeki suların da asidik olmasını sağlamıştır. Elektroliz işleminin şiddeti ayarlanarak da istenilen PH seviyesindeki suyun oluşması olası olmuştur. Yalnız bu suların bizim normal şekilde içtiğimiz sulardan çok farklı yönleri de keşfedilmiştir. Su moleküllerinin yapısı elektron mikroskobu ile ölçüldüğü vakit altıgen haldedir. Normal sulara oranla 3.kat daha küçük bir haldedir, bu şekilde gözeneklere giriş çıkış aşamaları kolaylaşmakta besin atama ve toksinleri atma aşamaları kolaylaşmaktadır. bununla birlikte bu sularda serbes radikalleri ve toksinleri nötralize edecek bol tutarda negatif elektron dahildir. kimi bilim adamları elektroliz işleminin bir aktivasyon süreci olduğunu suyun ta kendisinin yaşamını sürdüren bir varlık olduğunu ve suyun iyileştirici bir kudreti olduğunu savunmaktadır. Akticasyon süreci bir nevi suyu ölü halinden uyandırıp canlandırma işlemi şekilde tarif edilmekte. Yeryüzüne çıkan sular da yeraltında çeşitli kayaçlarla temas ederek canlanmakta ve bir müddet bu özelliğini korumaktadır. fakat bu suları kaynağından şişelere, bidonlara doldurduğumuz vakit sular canlılığını yitirmekte bir nevi uyku moduna geçmektedir, bu sırada alkali niteliği ise kaybolmamaktadır. işte bu noktada bilim adamları asıl yararlı olan suyun alkali özelliğinden çok iyonize olması, aktive edilmiş su olması, diri su olması, yaşayan su olması hususunda birleşmiştir. Bu bakımdan bizde ürünlerimizde alkali sudan ziyade alkali iyonize su, antioksidan su tabirlerini kullanmaktayız. Normal alkali sular elbetteki uygundur, içmemiz de gerekir, doğrusu içmeden yaşayamayacak olmamız da bir gerçektir lakin alkali iyonize su bu sulardan çok farklıdır.

Yeryüzüne çıkan bitkisel şifa verici su özelliklerine benzemektedir. Alkali iyonize su içerisinde yan piyasa mineraller de iyonik formdadır. iyonik formdaki kalsiyum, magnezyum benzeri minerallerin toksinlerin uzaklaştırılmasında çok büyük önemi bulunur. Alkali iyonize su içerek zayıflayan birçok insan bulunmaktadır bunun en mühim nedenlerinden birisi de alkali iyonize suyun muhteva etmiş olduğu iyonik minerallerdir. Alkali iyonize su gözeneklere çok hızlı nüfuz eder. Popüler ve ticari olduğundan her zaman zayıflama konusundan bahsedilmektedir, oysa kilo alamayan şahıslar da dahildir. Alkali iyonize su tıpkı zamanda kilo alamayan bireylerin da kilo almalarına destekçi olmakta. mühim olan kendimizi tanımak vücudumuzun gereksinim duyduğu şeyleri keşfetmek ve ona göre hareket etmektir. Alkali iyonize su zayıflatır diye pervasızca yön içerseniz ne zayıflayabilirsiniz ne de sıhhatli kalabilirsiniz. 10 milyarlarca hücremiz vazifesini icra etmek için beklemektedir, şayet biz gerekli olan meteryalleri hücrelerimize sağlayabilirsek onlar da görevlerini eksiksiz şekilde yerine getirmekte şikayetçi olmayacaklardır. 

içme suyu yönetmeliği yazısını okuyarak daha fazla bilgi elde edebilirsiniz.